Aile, Öfke ve Yüzleşme: Logan

"Logan, you still have time."

Aile. Açıkçası üzerine düşünmek için pek motivasyonum olmayan bir konsept olsa da Logan'ın aileyi ele alışı genel anlayıştan biraz farklı. Özellikle ülkemizde belli cenahlara göre kesinleşmiş yargılar arasında sıkışan 'kutsal' aile kavramı, yabancı filmlerde çoğu zaman kan bağı üzerinden ele alınıyor. En azından benim izlediğim çoğu filmde böyle. Ancak Logan, uzaktan bakınca onlardan farksız dursa da aslında 'Aile olmak için kan bağına gerek yoktur.' klişesinden tamamen uzakta yer alıyor. Çünkü filmin derdi aile yapısının oluşması için gerekli olan koşullarla ilgili değil, bu yapının oluşmasındaki sürenin rolü esas sorguladığı kısım. Daha önce bir aile kurup sonrasında kaybeden, ölümsüz gibi dursa da kendi de ölümünün yaklaştığının farkında olan, uyarlandığı çizgi romandaki adıyla 'İhtiyar' Logan için bile aile bağı oluşturmak hala mümkün olabilir mi? Üstelik bu bağı kurabileceği tek kişi ağzından bir kelime dahi çıkmayan, hayatında ilk defa gördüğü ve biyolojik olarak babası olmasına rağmen aslında laboratuvar ortamında büyütülmüş bir kız. Filmin aileyi ele alışı burada farklılaşıyor. Çünkü filme göre aile olmak için kan bağına, yakın bir ilişkiye ve hatta zamana bile ihtiyaç yok. Gereken tek şey aile kurmaya ihtiyacı olan iki insan, ve birbirleriyle kurabilecekleri benzerlikler. Belki de empati. Bu yüzden Logan'ın aile kurması için hiçbir zaman geç kalınmamış oluyor, kıza olan empatisinin kaynağı ise kaderlerinin çok benzer olması. O da kendisi gibi laboratuvarda acı çekmiş, işkenceye maruz kalmış ve bir iki kişi dışında hiç kimseyle sağlıklı iletişim kuramamış, saldırgan, vahşi bir çocuk. Üstelik mutant özellikleri de Logan ile neredeyse birebir aynı. Onun kıza baktığı zaman kendi geçmişini görmemesi için hiçbir neden yok. Bu yüzden yeni bir aile kurmaya en uzak olduğu dönemde bile, Laura ile ufak da olsa bir aile bağı kurabiliyor. Üstelik, henüz en belirgin ortak noktalarından bahsetmedik bile: Öfkeleri.

"I hurt people."

Öfke. Açıkçası aile konsepti için ürettiği fikirler kadar yaratıcı fikirleri öfke için üretemiyor film. Ama yine de, yaptığı farklı bir yorum var. Laura ile Logan'ın öfkesinin kaynağı neredeyse birebir aynı: Yetiştirilme tarzları. Buna rağmen öfkelerinin sonucu oldukça farklı. Bu farkın kaynağı ise karakterlerin hayatlarının farklı dönemlerinde olmaları: Biri başlangıç çizgisindeyken diğeri ise bitişe çok yakın. Tam da bu yüzden Laura öfkesinin sonucu olarak 'başkalarının ona saldırması'dan korkarken Logan ise 'başkalarına saldırmaktan' korkuyor. Aslında biri henüz sevginin ne demek olduğunu bilmezken diğeri ise sevgiye inanmıyor. Ve sevgisizlik öfke yaratır. Laura henüz öfkesinin nereye evrileceğinden habersiz fakat Logan bütün bunları kendisi deneyimlediği için bu öfkenin nelere yol açabileceğinin farkında. Bu yüzden Laura'yı kurtarmak için çabalıyor. Kendi sonunun onunkine benzemesini istemiyor. Sevgiyi öğrenmesini, yani öfkesini dindirmesini arzuluyor. Logan'ın karşısına hiç beklemediği bir anda, belki işleri artık kendi hayatı adına değiştirmesi için çok geç olsa da tıpkı onun gibi birinin hayatını değiştirme şansı çıkıyor. Ve aslında Laura'ya yardım ederek, hayatının son yıllarındayken vicdanını rahatlatmış oluyor. Kendi hayatındaki pişmanlıkların aynılarını başkasının yaşamasının önüne geçiyor. Bir nevi, ölmeden önce günah çıkartıyor. Bu sayede sadece Laura için işleri yoluna sokmuş olmuyor, kendi vicdanını da rahatlatıyor. Tabii ki sadece bunu yapması huzur içinde ölmesi için yeterli değil. Ama geriye sadece tek bir iş kalıyor: Geçmiş ile yüzleşmek. 

"Don't be what they made you."

Yüzleşme. Filmin ele aldığı belki de en soyut ve karakterin tamamen kendi içinde gerçekleştirmesi beklenen eylem geçmişle yüzleşmek. Fakat film beklenenin aksine konusunda yer verdiği gen teknolojisinin meyvelerini toplayarak bu geçmişle yüzleşme kavramını ete kemiğe büründürüyor: Logan, filmde kendi geçmişiyle dövüşüyor. Üstelik yarattıkları genç karakterin Logan'ın birebir geçmiş filmlerdeki ruh haline ve dış görünüşüne sahip olmasıyla beraber ondan çok daha güçlü olması da geçmişte yaptıkları altında ne kadar ezildiğini gösteriyor. Laura ile kurduğu ilişki sayesinde geçmişteki hayatının günahlarını çıkartan Logan için çok ağır ve aslında filmin finali itibariyle de altından kalkamadığı bir yüzleşme bu. Uzun süredir içinde sakladığı, mecburen ortaya çıktıktan sonra ise filmde bazı anlarda karşı karşıya gelmesine rağmen bir türlü tam olarak gerçekleştiremediği bir yüzleşme. Laura'yı kendi yaşadığı hayattan daha farklı, daha parlak bir geleceğe ittikten sonra ancak yaşayabiliyor bu yüzleşmeyi. Bunun sebebi ise ortada. Geçmişinin altında ezilse ve yok olup gitse bile, son anlarında onu rahatlatan biri var artık hayatında. Kendi biyolojik gençliği Logan'ı perişan edip sonunda öldürse bile, gençliğinin kafasına sıkarak onun yaşadığı bu mücadeleyi sonlandıran biri. Ve Logan sayesinde, bütün bu öfkenin yol açtığı ızdırap ve pişmanlıkları yaşamayacağı için gelecekte bu tarz ağır yüzleşmeleri yaşamak zorunda olmayacak biri. Onu çok kısa sürede tanımış ve aslında neredeyse hiç diyalog dahi kurmamış olsa da, onunla birlikte sevmeyi öğrenecek biri. Her şeyin sonunda huzurla ona veda edecek ve anısını yaşatacak biri. 

"So... this what it feels like."

...